Şarap Rengi Bir Deniz: Antik Yunanlılar Denizi Ne Renk Görüyorlardı?

2.7K

Oysa bir gün ben kurtardıydım onu, 
bir gemi omurgasında tek başınaydı, 
yıldırımla Zeus yarmıştı onun da hızlı gemisini, 
sürmüştü şarap rengi denizlere.  

Odysseıa

Yirmi birinci yüzyılda hepimiz, denizin ne renk olduğu konusunda ortak bir fikre sahibiz. Mavi? Yeşil? Belki bazen gri. Homeros ise, ünlü eserleri İlyada ve Odysseia’de denizden şarap rengi olarak bahseder. Tam olarak “oinops” kelimesini kullanmıştır (bkz. oinos “şarap” ve op- “gör”). Ama denizin renginin şarapla ne alakası var? Bu ilginç benzetme, dilbilimcileri yıllar boyu sonu gelmeyecek bir tartışmaya sürüklemiştir. Antik Yunan’da denizin rengi farklı mıydı? Yoksa insanlar bazı renkleri göremiyorlar mıydı?   

Homeros’un renkle olan ilişkisi belirsiz ve oldukça tutarsızdır: genellikle ışık ve parlaklık hakkında konuşabilir, renklerden ise nadiren bahseder. Bahsettiğinde ise denizi şarap rengindedir ve şarap rengi olmadığında, tıpkı bir koyun gibi menekşe rengindedir. Bal yeşildir ve gökyüzü maviden başka her şeydir. Bu tuhaflığı fark edenlerden biri olan William Gladstone, Homeros’un metinlerini inceler ve Antik Yunanlıların renk paletlerinin oldukça sınırlı olduğu sonucuna varır. Ona göre Antik Yunanlılar bir nevi renk körüdür. Başka bir teori ise denizlerdeki bir tür alg hareketlenmesinin, kırmızı gelgitin, Homeros dönemi Ege denizini şarap kırmızısı yaptığını savunur. Üçüncü bir görüş de 1980’lerde ortaya çıkar; eski Yunanlılar şaraplarını suyla karıştırdığından, Mora Yarımadası’na özgü alkali bir suyun kırmızı şarabı maviye çevirmiş olabileceği ihtimali öne sürülür. Ancak tüm bu teoriler çok önemli bir detayı açıklamada yetersiz kalır: Mavi yok!

Antik Yunan edebiyatında “mavi” için bir kelime yoktur. Yunan adaları pratik olarak mavi renkle çevrilidir: mavi gökyüzü, mavi deniz – ancak “mavi” kelimesi bariz bir şekilde antik metinlerde yer almaz. Daha ilginci, diğer kültürlere ait metinlerde de mavi için bir kelime bulamayız.

Şarap Rengi Bir Deniz: Antik Yunanlılar Denizi Ne Renk Görüyorlardı
Telemachus and the Nymphs of Calypso, by Angelica Kauffmann, 1782. The Metropolitan Museum of Art, Bequest of Collis P. Huntington, 1900.

19. Yüzyıl filologlarından Lazarus Geiger, Gladstone’un Homeros ile ilgili çalışmalarından ilham alır. Farklı kültürlerden antik metinleri inceler. İbrani edebiyatı, Asur metinleri, İzlanda destanları, eski Çin hikayeleri, Hindu Vedik ilahileri ve Mahabharata gibi Hint destanlarını inceleyen Geiger, bunların hiçbirinde “mavi” için bir kelime bulamaz. Sanki tüm antik dünya bronz bir gökyüzü altında güneşleniyormuş gibi, metinlerde nadiren kırmızı veya sarı parlamalardan bahsedilir. Mavi için bir kelimeye sahip olan tek eski kültür, ilk sentetik pigment olan Mısır mavisini geliştiren Mısırlılardır. 

Geiger, Gladstone’un araştırmasını başka bir yönde de genişletir. Temel renk terimlerinin edinilmesinde evrensel bir sıralama, renk algısında bir evrim olduğunu fark eden ilk kişi olur. Her dilde siyah-beyaz veya karanlık-aydınlık için bir kelime vardır. Ortaya çıkan bir sonraki renk – yine her dilde – kanın ve şarabın rengi olan kırmızıdır. Kırmızının ardından, sarı ve yeşil isimlendirilir. Sarı ve yeşili takip eden renk, evrimin son halkası ise her zaman mavidir.  

Peki renkler neden bu sırayla ortaya çıktılar? Bir teoriye göre, renk algısının ilerlemesi doğrudan insanların hayatta kalma içgüdüleriyle ilişkilidir. Önce siyah ve beyazın ortaya çıktığına inanılır çünkü insanların gece ile gündüz arasındaki farkı anlayabilmesi gerekir. Kırmızı da önemlidir, çünkü insanlar kan veya zehirli meyve gibi tehlike belirtilerini fark edebilmelidir. Bugün bile kırmızı, ter bezi aktivitesinde artışa, gerginlik belirtilerine, vücudumuzda istemsiz bir reaksiyona neden olur. Olgun ve olgunlaşmamış meyveleri ayırt etme ihtiyacını duyduğumuzda, kelime haznemizde yeşil ve sarı belirir. Deniz ne kadar görkemli veya engin, gökyüzü ne kadar sonsuz olursa olsun, mavi rengin bilgisinin hayati bir öneme sahip olmadığı söylenir. Deniz ve gökyüzü dışında, maviyi doğada pek göremeyiz. Mavi meyveler, mavi hayvanlar veya mavi bitkiler yaygın değildir. Mavi gözler de nadirdir ve yalnızca 7000 yıl önce ortaya çıkmıştır.  

Geiger, modern Avrupa dillerinde “mavi” için kullanılan kelimelerin iki kaynaktan türediğini ortaya çıkarır: küçük bir kısmı daha önce “yeşil” anlamına gelen kelimelerden ve büyük çoğunluğu ise daha önce “siyah” anlamına gelen kelimelerden türemiştir. Bu, tüm bu dillerin tarihinde daha önceki bir dönemde, “mavi” nin henüz kendi başına bir kavram olarak kabul edilmediğini ve siyah veya yeşil altında toplandığını gösteriyor. Bu bilgiye dayanarak, Homeros’un denizi neden şarap rengi olarak nitelendirdiği konusunda ufak bir fikir yürütebiliyoruz.   

“Athena appearing to Odysseus to reveal the Island of Ithaca” by Giuseppe Bottani (1717-84)

Renklerin etimolojik evriminin izlerini bugün bile günlük hayatımızda kullandığımız kalıplar aracılığı ile gözlemleyebiliriz. Örneğin “beyaz şarap” olarak adlandırdığımız sıvı aslında yeşilimsi bir sarıdır. Siyah kiraz aslında koyu kırmızıdır, beyaz kiraz pembemsi bir sarıdır. Bazılarımızın aile büyükleri, örneğin benim anneannem, mavi ve yeşil için farklı iki kelime kullanmaz, onun için ikisi de yeşildir.  

Temelde edebi bir nitelik taşıdığı için Homeros’un şarap rengi deniz yakıştırmasını tek bir yöntemle açıklamak mümkün değil; bu alandaki çalışmalar ise sadece teorilerden ibaret. Bu konuyu bu kadar kurcalamamıza rağmen Homeros, belki de sadece bir metafor kullanmak istemişti. Yine de, şarap rengi denizin muhteşem bir deyimden daha fazlası olabileceğini araştırmayı sürdürürsek, etimolojinin gizemli kapıları aralanmaya devam edecek gibi görünüyor.  


Kaynaklar:

DEUTSCHER, G. (2010). Through the language glass: why the world looks different in other languages

A Winelike Sea, Caroline Alexander, Lapham’s Quarterly

Blue is the Rarest Color: Language and Visual Perception – Burnaway

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close
Your custom text © Copyright 2020. All rights reserved.
Close